Modernleşen Türk Mimarisi
BLOG
Burak Koçak
Cumhuriyetin ilk yıllarında modernleşmenin örneklendirilmesi
1930’lu yılların “Modern” ve”‘Türk” mimarlık anlayışı, devrimler Türkiye’sinde sadece milli olmak hatırına, eski biçimsel sembollerle mimarlık yapılamıyacağını öne süren genç mimarlar tarafından da benimsendi. Avrupa’da 1920’lerden itibaren yaygın uygulama alanı bulan yepyeni bir anlayışla mimarlık yapılması gerektiğini savunan bu yeni ideoloji, İzmir’de de gerek kamusal yapılarda gerekse konut uygulamalarında etkin yaklaşım oldu. Açılışı Cumhuriyet’in 10. yılına yetiştirilen Bornova Zıraat Mektebi, 1931 – 1933 yılları arasında yapılan Zeki Sayar’ın Dr. Behçet Uz Hastanesi ya da 1925‘te I. Ulusal mimarlık ürünlerinden olan Türk Ocağını da tasarımlamış olan Necmettin Emre’nin Gazi İlkokulu (1933) yeni mimari anlayışın örneklerinden bazılarını oluşturdu.
Modernist yaklaşımın çağın egemen görüşü olarak kentsel ölçekte yapılacak çalışmalarda da etkili olması kaçınılmazdı. Tek Partili dönemin etkin belediye başkanlarından Dr. Behçet Uz‘un İzmir’e “çağdaş bir görüntü vermek için düzenli yollar açmak, meydanlar oluşturmak, geniş yeşil alanlar, parklar oluşturmak” çabası, hep akılcılığı ve seküler toplumun kentsel mekanını öngören bir çerçeveye oturuyordu. Nitekim, yangın alanları üzerinde bir kültür parkı oluşturma fikri ve artık yetersiz kalan kent planını yeniden yapmak üzere, 1938’de Le Corbusier’nin planlama çalışmaları için davet edilmesi de bu çağdaş ve rasyonel olma görüşünün bir sonucuydu. Araya giren II. Dünya Savaşı sonrasında ancak 1948 de İzmir ‘e gelebilen Le Corbusier’nin, modern kentsel çevreye ilişkin çağdaş görüşlerinin bir uygulaması olarak önerdiği kent planı İzmir için etkili bir plan olamadı. Üstelik, dönemin ulusal olarak da çağdaş olunabileceğini öne süren yaklaşımların, diğer bir deyişle “Milli Mimari” eğilimlerinin ağırlık kazanmaya başladığı mimarlık yaklaşımları ve yabancı uzmanlara karşı çıkan tutumlar paralelinde, Le Corbusier’nin gelişi İzmir için bir sonuç getirmedi.
1923 – 1933 yılları arasında İzmir, Türk özelliklerini yansıtan yapılarla donatıldı, çağdaş bir kent yaratılmaya çalışıldı. Beyler Sokak’ta bulunan Salepçizade Konağı’nın selamlık bölümü İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çalışmaları doğrultusunda 1912 yılında İzmir Milli Kütüphanesi’ne dönüştürüldü. Milli Kütüphane’nin yanındaki Elhamra Sineması 1922-1926 yıllarında yapıldı. Neoklasik üsluptaki bu yapı günümüzde İzmir Devlet Opera ve Balesi olarak kullanılıyor. Aynı süreçte Konak Meydanı’nda bulunan Yalı Cami onarılarak kullanıma açıldı, Basmane ile Gümrük arasındaki Bulvar tamamlandı, Bahribaba Parkı’nın düzenlenmesi çalışmalarına başlanıldı.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında (1923 sonrası), İzmir’de mimari anlamda önemli değişimler ve gelişmeler yaşandı. Bu dönem, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerindeki geleneksel mimari anlayışından modern ve çağdaş bir mimariye geçişin başlangıcı olarak kabul edilir. İzmir, Kurtuluş Savaşı’nın ardından büyük bir yıkım yaşamış olsa da, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte hızlı bir şekilde yeniden inşa edildi ve modern bir kent kimliği kazandı. İşte bu dönemde İzmir mimarisinde yaşanan gelişmeler ve inşa edilen önemli yapılar:
1. Şehir Planlaması ve Modernleşme
İmar Planları: Cumhuriyet’in ilk yıllarında İzmir’de modern şehir planlamasına önem verildi. Fransız şehir plancısı Henri Prost’un katkılarıyla İzmir’in imar planı hazırlandı. Bu plan, geniş caddeler, yeşil alanlar ve modern altyapı sistemleri öngörüyordu.
Yangın Sonrası Yeniden Yapılanma: 1922’deki Büyük İzmir Yangını’nın ardından kentin büyük bir bölümü harap olmuştu. Cumhuriyet döneminde bu alanlar modern bir anlayışla yeniden inşa edildi. Özellikle Alsancak, Karşıyaka ve Konak bölgelerinde modern mimari örnekleri ortaya çıktı.
2. Kamusal Yapılar
İzmir Milli Kütüphane: 1922 yangınından sonra kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi amacıyla 1924 yılında İzmir Milli Kütüphanesi kuruldu. Bu yapı, Cumhuriyet’in kültürel ve eğitim alanındaki atılımlarının bir simgesi oldu.
İzmir Atatürk Lisesi: 1888’de kurulan okul, Cumhuriyet döneminde modern eğitim anlayışına uygun olarak yeniden düzenlendi ve genişletildi.
İzmir Hükümet Konağı: 19. yüzyılda inşa edilen yapı, Cumhuriyet döneminde restore edilerek kamu hizmetlerinin merkezi haline geldi.
3. Konut Mimarisinde Değişim
Apartmanlaşma: Cumhuriyet döneminde İzmir’de geleneksel ahşap evler yerini betonarme apartmanlara bıraktı. Özellikle Alsancak ve Karşıyaka bölgelerinde modern apartmanlar inşa edildi.
Bahçeli Evler ve Siteler: Kentin çevresinde bahçeli evler ve siteler yaygınlaştı. Bu yapılar, modern yaşam tarzını yansıtıyordu.
4. Ticari Yapılar
Pasaport Vapur İskelesi: 1925 yılında inşa edilen bu yapı, İzmir’in deniz ulaşımında önemli bir merkez haline geldi. Mimari olarak modern çizgiler taşır.
Kızlarağası Hanı Restorasyonu: Osmanlı döneminden kalan bu tarihi han, Cumhuriyet döneminde restore edilerek ticari hayata kazandırıldı.
5. Kültürel ve Sosyal Yapılar
İzmir Fuarı: 1927 yılında 9 Eylül Panayırı adıyla kurulan İzmir Enternasyonal Fuarı, Cumhuriyet’in ekonomik ve kültürel politikalarının bir yansıması oldu. Fuar alanı, modern mimari örnekleriyle dikkat çekti.
Sinemalar ve Tiyatrolar: Cumhuriyet döneminde İzmir’de kültür sanat hayatı canlandı. Elhamra Sineması (1926) gibi yapılar, modern mimarinin örnekleri olarak inşa edildi.
6. Dini Yapılar
Hisar Camii: Osmanlı döneminden kalan bu cami, Cumhuriyet döneminde restore edilerek korundu.
Yeni Dini Yapılar: Cumhuriyet’in laiklik ilkesi doğrultusunda yeni dini yapıların inşası sınırlı kaldı, ancak mevcut yapılar korundu ve restore edildi.
7. Modern Mimari Akımların Etkisi
Art Deco ve Bauhaus Etkisi: 1920’ler ve 1930’larda Avrupa’da yaygın olan Art Deco ve Bauhaus akımları, İzmir’deki mimariye de yansıdı. Özellikle apartmanlar ve kamu yapılarında bu tarzların izleri görülebilir.
Sade ve İşlevsel Tasarım: Cumhuriyet dönemi mimarisi, süslemeden uzak, sade ve işlevsel bir anlayışı benimsedi. Bu durum, İzmir’deki yapılarda da kendini gösterdi.
Sonuç
Cumhuriyet’in ilk yıllarında İzmir, modern bir kent kimliği kazanmak için önemli adımlar attı. Yangın sonrası yeniden yapılanma süreci, modern mimari akımların etkisi ve kamusal yatırımlar, kentin çehresini değiştirdi. Bu dönemde inşa edilen yapılar, hem İzmir’in tarihsel kimliğini korudu hem de modern Türkiye’nin simgesi haline geldi.


Bornova Ziraat Mektebi


Milli Park


Salepçizade Konağı


R. & R. Danger, and H. Prost's plan for Izmir, 1924.


İzmir Milli Kütüphane


İzmir Atatürk Lisesi


Hisar Camii
Pasaport Vapur İskelesi

